Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimize doğru ilerliyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BMC Ankara tank ve yeni nesil zırhlı araçlar üretim tesisi açılışı ve ilk yeni Altay Tankları teslimat töreninde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Savunma sanayide tam bağımsız Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz. Yerli ve milli araçlarımızı envanterimize katıyoruz." dedi. Bunun yanı sıra Erdoğan, "Kelle koltukta bir mücadeleyle 23 yılda dünyanın gıptayla baktığı savunma ekosistemini inşa ettik." açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin 100 yıllık hayali olan milli ana muharebe tankı Altay, artık Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine katıldı.

Seri üretim hattından çıkan Yeni Altay tankının teslimi ile BMC Ankara Zırhlı Araç Üretim Tesisi'nin resmi açılış töreni bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Ankara Kahramankazan'da gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde;

Törenimize teşrif eden her kardeşime teşekkür ediyorum. Bugün zırhlı araç üretim tesisimizin açılışı ve Altay Tanklarının teslimi için bir aradayız.

Buna geçmeden önce Balıkesir'de yaşanan depremden dolayı vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Can kaybımız olmadı. 26 vatandaşımız yaralandı. Kendilerine şifalar diliyorum. Hasar tespit çalışmaları devam ediyor.

Türk savunma sanayi adına büyük bir gururu hep birlikte yaşıyoruz. Gerek bu tesis gerekse yapılan Altay Tankı Türk mühendislerimize güvenimizin boşa olmadığını gösteriyor. Bu uğurda ter döken şahadete eren kardeşlerime de Allah'tan rahmet diliyorum. TUSAŞ tesisine yapılan terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmetle yad ediyorum.

"HEDEF SAVUNMA SANAYİDE TAM BAĞIMSIZLIK"

Savunma sanayide tam bağımsız Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz. Yerli ve milli araçlarımızı envanterimize katıyoruz. Bundan 2 iki ay önce sistemler sistemi Çelik Kubbe'yi kahraman ordumuza kazandırdık. 1,5 milyar dolarlık ASELSAN üretim tesisinin temelini atmıştık.

"HER AY 8 ALTAY, 10 ALTUĞ ÜRETİLECEK"

840 bin metrekarelik alana yayılan bu devasa tesiste inşallah 1500'ü aşkın nitelikli personelimiz görev yapacak. Robotik kaynak sistemlerinden ileri sensör teknolojilerine, simülasyon altyapısından veri analitiğine, kapsamlı bir teknoloji üssü daha savunma ekosistemimize entegre olacak.

63 bin metrekare kapalı alana sahip seri üretim hattımızda her ay 8 adet Altay tankı ile muharebe sahasının kalesi olarak tarif edilen 10 adet Altuğ imal edilecek.

Diğer savunma ürünlerimizde olduğu gibi Altay tanklarından da hedefimiz özellikle kritik malzemelerde kimseye bağlı olmamaktır.

Ambargolara rağmen nasıl bugünkü aşamaya geldiysek, inşallah bundan sonraki süreci de başarıyla yürüteceğiz. Her zaman söylüyorum. Bakın, bugün bir kez daha tekrar ediyorum. Hedeflerimize giden yolda önümüze çıkan ve çıkartılan engeller bizi sadece yavaşlatır. Belki biraz geciktirir ama menzile varmamıza asla mani olamaz. Ya bir yol bulur ya bir yol açar, eninde sonunda hedeflediğimiz yere ulaşırız. Stratejik önemi fevkalade yüksek bu modern tesisin bizleri hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum.

Küresel ölçekte süregiden askeri, siyasi ve ekonomik rekabet her geçen gün boyut ve şekil değiştiriyor. Yeni araçlar, yeni imkanlar, yeni kabiliyetler bu mücadelenin hem seyrini etkiliyor hem de kapsam alanını genişletiyor. Gümrük vergilerinin teknolojik kırılmaları tetiklediği, enerji politikalarının gıda güvenliğini doğrudan tehdit ettiği hassas bir dönemin içindeyiz. Şunu bir defa çok net görebiliyoruz. Yeni bir jeopolitik denklem kurulmakta. Uluslararası sistem yalnızca kabuk değil, mecra da değiştirmektedir. Sayısı bir elin beş parmağını geçmeyen güçlerin küresel sistemi domine ettiği düzende ciddi kırılmalar yaşanmaktadır.

Yakın tarihte defalarca şahit olduğumuz üzere ne uluslararası kurumlar ne de beynelmilel hukuk, insanlara yeterli güveni ve güvenceyi artık veremiyor. Haklı olmanın yetmediği, hakkınızı korumak için güçlü olmanız gerektiği bir dünyada yaşadığımız gerçeğiyle sürekli yüzleşiyoruz. Bunu önce 1990'lı yıllarda Bosna'da gördük. Daha sonra 14 yıl boyunca komşumuz Suriye'de gördük. En son 70 bin masumun hayatını kaybettiği Gazze soykırımında gördük.

Çoğu çocuk ve kadın, binlerce, yüz binlerce kardeşimiz buralarda katledildi, toplu kıyıma uğradı. Fakat ne uluslararası hukuk ne de dev bütçeli kurumlar bu zulümlerin ve katliamların önüne geçemedi. Küresel barış ve güvenliği sağlamakla görevli yapılar hiçbir adım atmadı. Bırakın engellemeyi, birçok bölgede eli kanlı zalimleri koruyup kolladılar.

"RİSKLERİ EN ERKEN FARKINA VARAN TÜRKİYE OLDU"

Şurası bir gerçek ki, günümüzde onurlu bir şekilde yaşamak istiyorsanız her alanda güçlü olmak, caydırıcı olmak mecburiyetindesiniz. Ekonominizi güçlendirmek, dışa bağımlılığınızı azaltmak, kapasitenizi artırmak yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız. Aksi takdirde, üzülerek ifade ediyorum, kurtlar sofrasına dönüşen bu yeni düzende kimse kimseye acımaz, gözünün yaşına bakmaz.

Dostlar, bu noktada şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim. Risk ve tehditlerin asimetrik biçimde arttığı bu dönemin farkına en erken varan ülkelerden biri Türkiye olmuştur. İlk günden itibaren değerlendirmelerimizi yaptık, tedbirlerimizi aldık, tabiri caizse dersimize çok iyi çalıştık. Son 23 yılda savunma sanayi, diplomasi ve güvenlik başta olmak üzere attığımız adımlarla Türkiye'yi göz ardı edilemez bir ülke haline getirdik. 

DÜNYANIN GIPTA İLE BAKTIĞI BİR ÜLKE OLDUK

Kelle koltukta bir mücadeleyle 23 yılda dünyanın gıptayla baktığı, kimilerinin sevinçle kimilerinin endişeyle takip ettiği savunma ekosistemini inşa ettik.

Güncel muharebe ortamına en yüksek düzeyde adapte olmak üzere yeni sistemlerle donatılan Altay Tankımız en zorlu çevre koşullarına uygun olarak geliştirildi.

Altay ile tank teknolojisinde yeni bir dönemin kapılarını ardına kadar açmış oluyoruz.

35 bin kilometrelik test süreci, 3 bin 700 fiili atışla tüm aşamaları geçen Altay tanklarımızın ilkini kahraman ordumuza teslim etmenin gururunu yaşıyoruz.