Gündem

Erdoğan’dan Özel’e tarihi ayar: Rezil rüsva olursun!

CHP'deki yolsuzluk ve iç kaosa değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "100 yıllık Halk Partisi, olmuş haraç partisi. Neticede, yüzlerce mağdur son çare olarak gidiyor yargıya başvuruyor" dedi. Manavgat’taki rezaleti ve baklava kutusu içinde çıkan euro’ları hatırlatan Erdoğan, “Şimdi CHP Genel Başkanı çıkmış, ‘şok oldum’ diyor. İyi ki şok oldun. Sen bu kafayla gidersen Özgür Efendi, daha çok şok olursun, mahcup olursun, en sonunda rezil rüsva olursun.” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı tarihi konuşmada CHP'deki yolsuzluk skandallarına ve kirli olaylara değindi.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel'in "darbe" imalı söylemlerine yüklenerek Özel'e ayar verdi.

DARBE YANITI!

Türk siyaseti tarihinin en tuhaf, en hayret verici, en ibretlik dönemlerinden birini yaşıyor. Çok partili hayata geçtiğimiz yıldan itibaren siyasette renkli simalar, akıl sınırlarını zorlayan hadiseler hep olagelmiştir. Ama hiçbiri bu dönemdeki zırvalıklarla mukayese edilemez. Bu üzüntü verici tablonun başını da her zaman olduğu gibi CHP çekiyor. Peki, mesele ne? Aslında CHP'nin hazımsızlığının kökleri 14 Mayıs 1950'ye kadar uzanıyor. CHP ve devamındaki zihniyet milletin iradesine sahip çıkıp Demokrat Parti ve Menderes'i iktidara getirmesini asla kabullenemedi. Siz bakmayın bunların demokrasi, özgürlük, hak, hukuk laflarını ağızlarından düşürmediklerine. Bunların demokrasiden anladıkları darbeyle, kargaşayla, iç ve dış güçlerin kumpaslarıyla millet iradesini tepeleyip iktidarı gasp etmektir. Bunların özgürlükten anladığı, milletin değerlerine hakaret etmek, milletin öz evlatlarını muhtelif yaftalarla eğitimden, iş hayatından, sosyal hayattan uzak tutmaktır. Bunların hak ve hukuktan anladığı 86 milyonun tamamına değil, sadece ve sadece kendilerine hizmet edecek yargı, medya, bürokrasi, iş dünyası ve sivil toplumdur. Velhasıl CHP için kendilerine tabi olmayan, kendi ellerine teslim edilmeyen her şey kötüdür ve behemehal tepelenmesi gereken bir tehdit kaynağıdır.

“AK PARTİ VE CUMHUR İTTİFAKI CHP'Yİ YENDİ DE YENDİ…”

Biz, AK Parti olarak CHP ile 2002 Kasım ayından beri geneliyle, yereliyle, halk oylamasıyla tam 18 defa sandıkta kozlarımızı paylaştık. Bunlara yabancı değiliz, iyi tanırız bunları. Son yıllarda bu yarışı ittifak çatıları altında da yürüttük. Peki, sonuç ne oldu? Bilaistisna bu seçimlerin tamamında kendi arkadaşlarının ifadesiyle AK Parti ve Cumhur İttifakı CHP'yi yendi de yendi, yendi de yendi. Hatta geçen cumhurbaşkanlığı seçiminde "altılı masa" diyerek güya tüm muhalefeti bir araya getirdiler. Ne oldu? Yine yenildiler. Sadece yüzde 60'la "Kesin geliyor!" dedikleri Bay Kemal'i değil, yanında, yöresinde kim varsa hepsini birden sandığa gömdük.
Daha seçim kazanmadan "Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım." diyerek Bay Kemal'e şirinlik yapan sağlı sollu kapı kullarını da hezimete uğrattık. Milletten, sandıktan öyle bir şamar yediler ki bir daha kendilerini toparlayamadılar. Güya anketlere göre tarih yazacaklardı. Ama tarih olup gittiler. Konuşmalarında tutarlılık desen yok. Türkiye'nin umudu diyerek pazarladıkları Bay Kemal'e bugün layık gördükleri muameleyi hepimiz ibretle takip ediyoruz. Son tartışmalar ışığında daha iyi anlıyoruz ki Cumhur İttifakı olarak ülkemize her biri altın kıymetinde 5 yıl kazandırmakla kalmamış, aynı zamanda milletimizin istikbalini de kurtarmışız.
Şimdi bu partinin başında şaibeyle anılan Kasım 2023 kurultayının ardından getirilen bir şahıs var. Oturduğu koltuğu bir türlü dolduramayan bu zat, her fırsatta kürsüye çıkıyor, affedersiniz meyhane ağzıyla bağırıyor, çağırıyor, höykürüyor, tuhaf el kol hareketleri yapıyor, sonra da dönüp arkasını gidiyor. Bir sonraki kürsüde, daha önce söylediklerinin tam tersi bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayıp yeni hezeyanlara yelken açıyor. Paniğin, telaşın, tükenmişliğin tüm emarelerini biz bu zatta görebiliyoruz. Konuşmalarında tutarlılık desen yok, mantık örgüsü desen hak getire. Bizim halkımız karikatür tipleri sever. Milletimiz, CHP Genel Başkanı sıfatıyla mecburen maruz kaldığı bu şahsın sahnedeki garip hallerini çekirdek çitleyip, çay içerek seyrediyor. Gülüyor, eğleniyor, sonra da işine gücüne bakıyor. Bir nevi bedava komedi. Ülkeye bir faydası yok ama en azından milleti eğlendiriyor. Fakat Türkiye açısından trajikomik bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü bu pespayeliğin gerisinde utanç verici bambaşka bir tablo var. Şimdi, bakınız değerli kardeşlerim, biliyorsunuz yargı Cumhuriyet tarihinin en büyük hırsızlık çetesine gelmiş geçmiş en pervasız, organize suç örgütüne yönelik bir soruşturma açtı. Şikayet edenlerin, şikayet edilenlerin, rüşvet alanların, şehirleri adeta haraca bağlayanların, insanları zor duruma düşürüp soyanların hepsi CHP'li.

İZMİR'DEKİ SKANDAL! “SADECE BİR ÖRNEĞİ SİZLERLE PAYLAŞACAĞIM”

İstanbul'dan başlayan bu hırsızlık, haraç, rüşvet düzeni dalga dalga pek çok ile, ilçeye uzandı. Yani ahtapotun farklı il ve ilçelerdeki kolları birer birer deşifre olmaya başladı. Diğer şehirlerde de manzara aynı. Orada da şikayet edenlerin ve edilenlerin cemi cümlesi CHP'li. Gazetelere ve televizyonlara yansıyanları sizler de görmüşsünüzdür. Bakın burada sadece bir örneği sizlerle paylaşacağım. TOKİ ile yarışacak vizyon projemiz dedikleri İzmir'deki kooperatif skandalında failler de mağdurlar da feryatlarını CHP Genel Merkezi'ne duyuramadıkları için gidip haklarını mahkemelerde arayanlar da CHP'lilerden oluşuyor.

“100 YILLIK HALK PARTİSİ OLMUŞ HARAÇ PARTİSİ”

İşin daha vahim tarafı skandal, henüz inşaat aşamasındayken dikkatinizi çekerim, demirden çaldıkları için patlak veriyor. Şurası da son derece önemli. Söz konusu kooperatif CHP yönetiminin bu modeli Türkiye'nin her iline yayacağız diyerek örnek gösterdikleri bir proje. Hani derler ya "Güler misin, ağlar mısın?" Bunlarınki tam o hesap. 100 yıllık Halk Partisi olmuş 'Haraç Partisi' Neticede yüzlerce mağdur son çare olarak gidiyor, yargıya başvuruyor. Yargının tek yaptığı önüne gelen bu şikayetlerin gereğini yerine getirmekten ibaret. Yani ortada siyasi değil, tamamen hukuki bir süreç var. Bu sürecin hiçbir tarafında hamdolsun biz yokuz.

"ÖZEL EN SONUNDA REZİL RÜSVA OLURSUN"

Ancak CHP muvazeneyi öylesine kaybetmiş durumda ki rüşvet alınırken suçüstü yapılan baklava kutularından euro’ların fışkırdığı bir cürmümeşhut olayını dahi utanmadan bize mal etmeye kalkıyor. Gözaltılar olunca hemen "Siyasi operasyon." dediler. Rüşvet görüntüleri ortaya çıkınca yerlerine kös kös oturdular. Şimdi CHP Genel Başkanı çıkmış, "Şok oldum." diyor. İyi ki şok oldun. Sen bu kafayla gidersen Özgür Efendi, daha çok şok olursun, mahcup olursun, en sonunda rezil rüsva olursun.

“CHP ZİHNİYETİNİN EN SON KURBANI BAKLAVA”

Manavgat rezaletinin bir başka yanı şudur. Bunlar ellerini attıkları her şey gibi ülkemizin en meşhur markalarından olan baklavayı da kirletmişlerdir. CHP zihniyetinin en son kurbanı baklava olmuştur. Şu gerçeği CHP'nin kabullenmesinde fayda olduğuna inanıyorum. CHP yönetimi hırsıza, yolsuza, sahtekara sırf kendi partilerinden diye hoşgörülü davranabilir fakat devletin hiçbir kurumu böyle yapmaz, yapamaz. Çalınan her kuruşun, alınan her rüşvetin, çökülen her kamu malının hesabını hukuk önünde sormak yargı ve emniyet birimlerinin asli vazifesidir. CHP Genel Başkanı tehdit, hakaret ve hezeyan dozunu ne kadar arttırırsa arttırsın, her defasında bu hakikatle yüzleşecektir. Altını çizerek tekrar söylüyorum. İster valizde, ister baklava kutusunda olsun, rüşvet aldıysanız, vatandaşa harcanması gereken kaynakları birilerine peşkeş çektiyseniz, milletin namusunuza emanet ettiği belediyeleri arpalığa çevirdiyseniz, halkın parasını hamuduyla götürdüyseniz kusura bakmayın. Yargıya tıpış tıpış hesap vereceksiniz. Biz de anayasa ve yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde gerekenin yapılması için üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Aslında biz bu tür yalan, iftira, husumet üzerine kurulu saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz. İlk gençlik yıllarımızdan beri bu zihniyetle ve arkasındaki güçlerle mücadele ede ede bugünlere geldik.