Özel Haberler

Türkiye'yi bekleyen büyük tehlike

Türkiye'de doğurganlık hızı son yılların en kritik eşiğinde. Öyle ki, 2024'te nüfus artış hızı bir hayli geriledi. Ülke TV’ye özel konuşan Çocuk Sağlığı Uzmanı Dr. Mehmet Yıldırım Ramazanoğlu, bu durumun sebeplerini açıklarken Türkiye’yi bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekti.

Ülke nüfusu yaşlanıyor... Doğurganlık yıldan yıla azalıyor... Peki, rakamlar ne diyor?

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğurganlık oranları alarm veriyor.

Doğum hızının düşmesi nedeniyle 2025 yılı 'Aile Yılı' ilan edilmişti.

Buna rağmen oranlar günden güne azalıyor.

Son verilere göre; Türkiye'de hanelerin yüzde 50'sinde çocuk yok.

BÜYÜK DÜŞÜŞ!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 5 yıl içinde ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Bu durumun birkaç farklı nedeni var.

Uzmanlar bu oranların giderek tehlikeli bir şekilde gerilediğini belirtti.

Gençlere ve ailelere daha büyük aile olma konusunda teşvik edici çağrılarda bulunuldu.

“NÜFUS ARTIŞIMIZ 1,48'E DÜŞTÜ”

Ülke TV’ye özel konuşan Çocuk Sağlığı Uzmanı Dr. Mehmet Yıldırım Ramazanoğlu, “Aileler artık daha az çocuk sahibi oluyorlar. 2000 yılında 2,40 iken nüfus artışımız 1,48'e düşmüş vaziyette. 3 çocuk da artık yetmeyecek muhtemelen! Çünkü nüfus artış hızımızdaki azalma ciddi bir şekilde! Yine bu azalmanın da artarak devam etmesi toplumun geleceğini olumsuz yönde etkiliyor.” dedi.

“TÜRKİYE’Yİ GELECEKTE ZAYIF DÜŞÜREBİLECEK”

Ramazanoğlu, Türkiye nüfusunun 93 milyonda zirve yapacağını aktarırken, “Bu zirve tabi ki Türkiye’yi gelecekte zayıf düşürebilecek bir nüfus rakamı olabilir. Bu sebeple, 4 çocuk sahibi olması her ailenin daha anlamlı daha gerçekçi hale geldi günümüz itibariyle.” sözlerine yer verdi.

“OLUMSUZ YÖNDE ETKİSİ VAR”

Diğer yandan Mehmet Yıldırım Ramazanoğlu, “Üniversite mezunu anne babaların çocuk sahibi olma istekleriyle, eğitim seviyeleri daha düşük anne babaların çocuk sahibi olma istekleri farklı. Bunun arkasındaki en önemli etkenler ekonomik şartların aileleri zorlaması. İkincisi de sosyokültürel seviye. Bu azalmanın da artarak devam etmesi toplumun geleceğini olumsuz yönde etkiliyor.” ifadelerini kullandı.