"Havadan" gelen 1 puan

Milyonlarca insanın izlediği bir derbi...

Takım değerleri yaklaşık 300'er milyon Euroları bulan, yaşı 100'den fazla yıla sahip dev iki çınarın mücadelesi...

Maç öncesi stat etrafında;

Maç başlamadan hemen önce de hazırlanan koreografilerle ev sahibi, bütün şartları kendi lehine çevirmeye çalıştı.

Efsane futbolcularını da stada getirtip ezeli rakibiyle yaptığı unutulmayan maçları da hatırlatıp 'Yeniden' diyerek 'Kadıköy Ruhu'nu kovaladı.

Ne var ki devre arası geldiğinde basın tribünündeki arkadaşlarla birbirimize söylediğimiz tek soru şuydu: Biz ne izledik?

Evet dün gece oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisi kimseyi futbol anlamında tatmin etmedi.

FENER NEDEN HAVADAN OYNADI?

Fenerbahçe'nin anlamsız tedirgin yaklaşımı ve sürekli top kayıpları yapması bana; “'Tedesco bu maçtan çok mu çekindi?' sorusu sordurttu.

Fenerbahçe son 5 maçtaki kimliğinden tamamen uzaktı.

Özellikle anlam veremediğim tek şey ise şu oldu.

Neredeyse maçın başından, maç bitimine kadar hemen hemen bütün ataklarını top şişirmeyle yapmaya çalıştı.

Havadan oynamanın Fenerbahçe'nin DNA’sına aykırı olduğunu herkes bilir.

Üstelik son maçında sürekli kanat ve prese dayalı bir futbol oynarken havadan oynama taktiği neden? Ve neden bu maç?

Tedesco Galatasaray'dan çok mu çekindi bilemem ama maç taktiği ve devamındaki hamleleri de buna bir işaret gibiydi.

Bu arada Fenerbahçe'nin artık En Nesyri gibi bir oyuncuyu yedek oynatması gerekiyor.

İlk 11'de başladığında hem kısır döngüye bağlıyor.

Hem de taraftarın açık hedefi oluyor.

Her ne kadar da Beşiktaş galibiyetini ve Galatasaray beraberliğini oyuna girdikten sonra attığı gollerle getiren John Duran da Fenerbahçe'nin ilk 11 oyuncusu olamaz. (Özellikle karakter itibariyle)

Bir de Ederson 'iyi top kullanıyor' diye neredeyse En Nesyri bile artık geri pas atıyor.

Fenerbahçeli futbolcular Ederson'la sürekli pas yapma hastalığından da acilen kurtulmalı.

Yeri gelmişken söyleyelim…

Kerem Aktürkoğlu üzerinden oyun planlaması yapılması yanlış.

Bu hem oyuncuyu yıpratır ve hem de bu ağır yükü kaldırmayınca o oyuncuyu da kaybedersiniz.

Fenerbahçe için işin özeti şu: Bir önceki yazımda Kadıköy Ruhu geri döner mi? diye sormuştum.

Dün akşam tribünden izlediğim kadarıyla, o ruhun önce futbolcu ve teknik direktöre gelmesi gerekiyor.

Yoksa taraftar ve yönetimde bu ruh fazlasıyla geri dönmüş.

LİDER GELDİ LİDER GİTTİ

Galatasaray cephesinde de durum şu.

Zaten lider gelip lider gittiler.

Eksik kadrolarına rağmen ve vasatı aşmayan bir oyunla da bu sonuç bence onları mutlu etmiştir.

Hem Kadıköy deplasmanını geçtiler hem de liderliklerini sürdürdüler.

Bir eleştiri Okan Burak'a olacak.

Sürekli hakemlerle hem maç sırasında hem de maç sonunda uğraşmayı bırakmalı.

Öyle ki Şampiyonlar Ligi maçı sonrasında bile İspanyol hakemi eleştirdi.

Okan hocanın yapması gereken şey özeleştiri.

Maç içindeki gidişata göre hamle yapma yetisini gözden geçirmeli.

Geriye düştüğü ya da avantajın Galatasaray'da olduğu anlarda bunu lehine çeviremiyor.

Trabzonspor, Beşiktaş ve Fenerbahçe maçlarından 3 puan çıkartma ihtimali varken hamle eksikliği veya yanlışlığı yüzünden bu maçları alamadı.

Son bir not hakeme…

1-1 biten maçta herkes günahı hakeme çıkardı.

Özellikle Galatasaray tarafı sonucu hakeme bağlıyor.

Daha önceki yazımlarımda da şunu belirtmiştim.

Hakem Yasin Kol olursa çok eleştirilir.

Kaldı ki FIFA kokartlı olmadığı için de buradan gelirler.

Öyle de oldu...

Ancak bana göre hakem öyle Galatasaray tarafının eleştirdiği ölçüde maçı etkileyecek hatalar asla yapmadı.

Bence 'Majör hataları' hakem değil bu derbide iki hoca yaptı.

Umarım bir sonraki maçlarında her iki hoca bu hatalarını telafi eder.