Üniversiteler tarafından ortak yürütülen deneylerde diz kireçlenmesinin tedavisine yönelik çalışmalar yapıldı.
Bu kapsamda, laboratuvar ortamında sıçanların dizine monosodyum asetat enjekte edilerek osteoartrit (kireçlenme) modeli oluşturuldu.
Daha sonra hayvanlar taze sıkım sızma zeytinyağıyla hazırlanmış özel yemlerle 21 gün boyunca beslendi.
KİREÇLENMEDE AZALMALAR GÖZLEMLENDİ
Çalışmada, taze sıkım sızma zeytinyağıyla beslenen sıçanların dizindeki kireçlenmenin hafiflediği ve serumlarında oksidan maddelerin azaldığı belirlendi.
Çalışmanın sonuçları, Clinical Rheumatology dergisinin son sayısında yayımlandı.
Proje koordinatörü ve SBÜ Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Cemil Ertürk, yaptığı açıklamada diz kireçlenmesinin genellikle "eklemin yıpranması" şeklinde algılandığını ancak hastalığın biyolojisinin damar sertliğiyle benzerlik gösterdiğini söyledi.
‘ÇOK FAKTÖRLÜ BİR HASTALIK’
Diz kireçlenmesinin çok faktörlü bir hastalık olduğunu belirten Ertürk, "Diz kireçlenmesinin en temel nedenlerinden biri mekanik yıpranmadır. Ancak iltihabi hastalıklar, genetik özellikler ve metabolik bozukluklar da sürece katkı sağlar. Buna rağmen, osteoartritin ana nedeni hala tam olarak bilinmemektedir." dedi.
DİZ KİREÇLENMESİ KÖTÜ KOLESTEROLÜ ARTIRIYOR MU?
Ertürk, yıllar içinde yaptıkları bilimsel çalışmalar sonucunda diz kireçlenmesi ile ateroskleroz (damar sertliği) arasında dikkat çekici benzerlikler bulduklarını anlattı.
Damar sertliğine yönelik araştırmaların kendilerine yol gösterdiğini aktaran Ertürk, "Aterosklerozda damar duvarına zarar veren temel etkenin oksitlenmiş kötü kolesterol (ox-LDL) olduğunu biliyoruz. Paraksonaz-1 (PON-1) adlı koruyucu enzimin bu hastalıkta azaldığı da gösterilmişti. Biz de 2012'de yaptığımız çalışmada PON-1 düzeylerinin diz kireçlenmesi olan hastalarda belirgin şekilde düşük olduğunu tespit ettik." diye konuştu.
Prof. Dr. Ertürk, 2015'teki başka bir araştırmada osteoartritli hastalarda vücut yağ oranının çok yüksek, kas oranının ise sarkopeni nedeniyle belirgin şekilde düşük olduğunu saptadıklarını belirterek, bu sonuçların diz kireçlenmesi ile yağ metabolizması arasında doğrudan bir ilişkiyi ortaya koyduğunu söyledi. 2017'deki çalışmada ise ateroskleroza yol açan okside LDL'nin diz kireçlenmesi olan hastalarda da yüksek bulunduğunu ifade eden Ertürk, bunun iki hastalık arasındaki biyokimyasal benzerliği güçlendirdiğini aktardı.
"Taze sıkım sızma zeytinyağı sıçanlarda kıkırdak hasarını azalttı"
Ertürk, okside LDL ile mücadelede antioksidan besinlerin önemli olduğunu, Akdeniz ülkelerinde yaygın olarak tüketilen taze sıkım sızma zeytinyağının bu açıdan dikkat çektiğini kaydetti.
Çalışmada çok merkezli hayvan deneyleri yaptıklarını aktaran Ertürk, "Sıçanların dizlerine kimyasal olarak monosodyum asetat enjekte ederek osteoartrit oluşturduk. Daha sonra bu hayvanları taze sıkım sızma zeytinyağıyla emdirilmiş özel yemlerle besledik. Taze sıkım sızma zeytinyağı verilen grupta serum ox-LDL düzeyleri ve oksidan maddeler belirgin şekilde azaldı. Histopatolojik incelemelerde osteoartrit hasarının hafiflediğini gördük. Yani taze sıkım sızma zeytinyağı sıçanlarda kıkırdak yıkımını azalttı." değerlendirmesinde bulundu.
ZEYTİNYAĞI İLAÇ DEĞİL DESTEKLEYİCİ BESİNDİR
Prof. Dr. Ertürk, araştırma sonuçlarının yanlış yorumlanmaması gerektiğini vurgulayarak, "Tüm bu bulgular değerli olmakla birlikte, zeytinyağının osteoartriti tedavi eden bir ilaç gibi görülmesi doğru değildir. Zeytinyağı ancak destekleyici bir besin olarak değerlendirilebilir. Üstelik bizimki bir hayvan deneyidir. Kesin sonuçlar için geniş ölçekli insan çalışmalarına ihtiyaç vardır." şeklinde konuştu.