Cumhurbaşkanı Ahmed Şara liderliğindeki yeni Şam yönetimi, uluslararası arenada büyük ölçüde destek elde ederken, ülke içinde içeride “ademimerkeziyetçi” talepler, bütünleşmeyi riske sokuyor.

Ana omurgasını PYD/YPG’nin oluşturduğu SDG kontrolü altındaki Haseke’de, ayrılıkçı isimlerin katılımıyla “ademimerkeziyetçi” devlet fikrinin konuşulduğu bir konferans düzenledi.

Konferansın sonuç bildirisinde, “merkezi bir devlet yerine ademimerkeziyetçi bir sistemin kurulması” çağrısı yer aldı.

Şam yönetimi bu girişime tepki gösterdi. Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir hükümet yetkilisi, müzakerelerin “meşru adresi”nin Şam olduğunu ifade ederek, ülkenin kuzeydoğusundaki gelişmelerin ulusal bir iradeyi temsil etmediğini dile getirdi.

Ayrılıkçı şahısların ağırlanmasını, 10 Mart Mutabakatı’nın açık bir ihlali olarak değerlendiren yetkili, konferansın müzakere sürecine zarar verdiğini, Paris’te SDG ile yeni görüşmelere katılmayacaklarını belirtti.

Yetkili, devletin yapısına ilişkin herhangi bir vizyonun dayatılmasını kesin bir dille reddettiklerini, bu yapının ancak kalıcı bir anayasa ve tüm Suriyelilerin katılımıyla gerçekleştirilecek referandum yoluyla belirlenebileceğinin altını çizdi.

Yetkili, konferansın “Kandil’den talimat alan aşırılıkçı Kürt akımlarınca Suriyeli Araplara karşı yürütülen sistematik demografik değişim politikalarına bir kılıf” olduğunu söyledi.

Suriye Sara-1

“TEHLİKELİ BİR GİRİŞİM”

Milliyet’in haberine göre güvenlik kaynakları ise SDG’nin ayak dirediğini belirterek, söz konusu konferansı etnik ve dini azınlıklar üzerinden yapılan “tehlikeli bir girişim” olarak nitelendirdi.

Öncelikle Suriye Hükümeti’nin yapacaklarına bakılması gerektiğini belirten kaynaklar, ABD’nin takınacağı tavrın da bundan sonraki gelişmeleri belirleyeceğini ifade etti. Türkiye’nin kendisinden destek istenmesi halinde yardıma hazır olduğunu belirttiğini ifade eden kaynaklar, Türkiye’nin 10 Mart Mutabakatı’na uyulmasını beklediğini hatırlattı. Kaynaklar, ABD’nin de Suriye sahasından sorumlu aktör olduğunu belirterek, “ABD, söz konusu grupları dizginlerse ya da kendi haline bırakırsa zaten sahada aşiretler üzerinden başka bir gerçeklik ortaya çıkacaktır. PYD/YPG’nin son dönemde ABD’nin de tepkisini çektiği anlaşılıyor” değerlendirmesini yaptı.

YIL SONUNA KADAR HAYATA GEÇECEKTİ

Suriye hükümeti ve SDG arasında 10 Mart’ta yapılan mutabakatta, sekiz maddede uzlaşı sağlanmıştı.

Anlaşmanın bazı maddeleri şöyleydi:

  • Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumlar, Suriye devleti yönetimi çerçevesinde entegre edilecek; sınır kapıları, havalimanları ve petrol ile gaz sahaları devlet kontrolüne alınacaktır.
  • Bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi ve toplumdaki ayrışmayı körükleyen girişimler reddedilecektir.
  • Uygulama komisyonları, anlaşmanın yıl sonuna kadar tamamen hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütecektir.

"ASKERİ HAMLE GELEBİLİR"

Uzmanlar, son gerilimin ardından bölgedeki siyasi dengeleri ve uluslararası aktörlerin pozisyonunu Milliyet’e değerlendirdi.

Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi Türkçe Araştırmaları Direktörü Ömer Özkızılcık: Bütün Şam karşıtı yapılar bir araya getirildi. Ademimerkeziyetçi bir talebin altı çizildi. Bunlar 10 Mart Anlaşması’nın ihlali. Şam’ın aldığı karar YPG’ye, SDG’ye bu şekilde devam ederse bir müzakere masasının devam edemeyeceği ve bu işin giderek askeri opsiyona doğru evrileceğini gösteriyor. Şam yaptığı son açıklamada şunu ifade etti; yeniden müzakere olacaksa eğer SDG ciddi adımlar atmalı, somut bir yol haritası ortaya koymalı ve görüşmeler Şam’da olmalı. SDG bu tarz yaklaşımı devam ettirirse bu mesele Türkiye’nin askeri müdahalesine doğru evrilebilir.

Screenshot 1-897

“MASA FİİLEN DEVRİLDİ”

Doç. Dr. Murat Aslan (Hasan Kalyoncu Üniversitesi): Şam açısından, PYD yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece onlarla resmi düzeyde temasta bulunmak, iç ve dış kamuoyuna yanlış mesajlar vermek anlamına gelir. Türkiye ise bölgede İsrail ya da başka bir yabancı güce hizmet eden, silahlı ve otonom bir yapıyı milli güvenliğine tehdit olarak görüyor ve gerekirse askeri müdahaleyi gündeme alıyor. PYD’nin, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” yaklaşımını dikkate almadan hareket etmesi, bu müdahale ihtimalini daha da güçlendirir. PYD/YPG’nin oyalayıcı tutumu ve Batılı destekçilerinin tavırları, Şam ve Ankara’yı bu yapı ile müzakere masasından uzaklaştırdı, masayı fiilen devirdi. Bu da daha çok askeri hamlelerin öne çıkacağı bir sürece girildiğini gösterir.

OLAYIN PERDE ARKASINDA KİMLER VAR?

Dumlupınar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Hüsamettin İnaç: İngiltere’den bir heyet Haseke’ye giderek 400 kişilik bir Kürt topluluğuyla bir toplantı yaptı; federal ya da ademimerkeziyetçi bir yapı hedefledikleri yönünde görüşmeler yapıldı. Fransa’nın bu süreci doğrudan sabote eden adımları ve İngiltere’nin Haseke’yi sözde federal bölgenin başkenti gibi konumlandırma çabaları, Türkiye ile Şam Hükümeti’ni ortak bir pozisyona yaklaştırdı. Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal eden ve milli bir devlet yapısına dönüşmesini engelleyen adımların arkasında ABD ve başta Fransa ve İngiltere olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri var. Bu gelişmeler, Türkiye’nin güvenlik öncelikleriyle çelişiyor. Olaylar bu şekilde devam ederse, Türkiye’den masanın devrilmesi pahasına da olsa Suriye’ye bir askeri operasyon çok yakın zamanda gelebilir.

"ASLA BİR AL-VER SÜRECİ YOK"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Hüseyin Yayman, sosyal medyada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” hedefiyle şehit yakınları ve gazilere hitaben kaleme aldığı mektubu paylaşarak değerlendirmelerde bulundu.

Bakanlık harekete geçti! CHP'li belediyeye 7 milyon ceza
Bakanlık harekete geçti! CHP'li belediyeye 7 milyon ceza
İçeriği Görüntüle

Yayman, “TBMM’de kurulan komisyon, bu kutlu yolda önemli bir eşiğin aşıldığını göstermektedir. Cumhur İttifakı olarak teröre geçit vermeyen, evlatlarımızın huzur ve güven içinde büyüdüğü, birlik ve kardeşliğin ebediyen baki kaldığı bir Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Bu sürecin bir “devlet politikası” olduğuna dikkati çeken Yayman, “Partiler üstü olan bu mesele gündelik siyasete alet edilmemelidir. Asla bir ‘al–ver’ süreci yoktur. Şehitlerimizin ruhunu incitecek tek bir adıma dahi izin verilmeyecektir” ifadelerine yer verdi.

Hasan Ozturk Sondakika

ESKİ SAĞLIK BAKANI HAYATINI KAYBETTİ! HABER İÇİN TIKLAYINIZ

S S-5