TRT Haber'e konuşan Bakan Hakan Fidan, iki yıldır kısıtlamaların ve yaptırımların kaldırılması için çalıştıklarına dikkati çekerek, "Kanada'dan kaldırdıklarımız var. Hollanda'yı, Norveç'i, Belçika'yı kaldırdık. Almanya'daki konular büyük ölçüde kalktı. Amerika'dakilerin bir kısmı kalktı, bir kısmı duruyor. Şimdi bu yaptırımları kaldırmak benim görevim. İlgili kurumlarımızdan böyle bir talep geldiği sürece bu yaptırımların kaldırılmasıyla alakalı bunu kaldırmakla mükellefim. Ben bunu kaldırmaya uğraşırken karşı taraf herhangi bir sebepten dolayı bana mantıklı izah getiremezse ve konuyu ilerletemezsek milli güvenliğim bunu başka yerden almayı gerektirir ve bu muhatabın bunu bilmesi lazım." dedi.

"KAAN" ELEŞTİRİLERİNE YANIT

ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı savunma sanayi kısıtlamalarının kaldırılması ve milli muharip uçak KAAN konusundaki ifadelerine ve buna yönelik dezenformasyona ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin mili güvenliği meselesinin bu dezenformasyonların inanılmaz derece çok üstünde bir konu olduğunu dile getirdi.

“FİTNE ÇIKARMA KONULARI HEP VAR OLAN BİR KONU”

İspanya'dan İsrail'e ambargo! Resmen kabul edildi
İspanya'dan İsrail'e ambargo! Resmen kabul edildi
İçeriği Görüntüle
  • Bakan Hakan Fidan şu noktalara dikkat çekti:

Şimdi, dezenformasyon niye yapılır? Bu artık temel propaganda kitaplarında yer alan bir husus. Yani istihbarattayken de bununla çok şey yapardık. Aslında dezenformasyon, manipülasyon, kara propaganda ve özellikle Türkiye'deki siyasi mücadelenin bir ayağı olarak fitne çıkarma konuları hep var olan bir konu. Ben konunun önemine binaen esas itibarıyla bu alanları çok fazla şey yapmıyorum, önemsemiyorum. Bunlar kendi bulundukları seviyede ve durumda gitsinler. Aslında Türkiye'nin milli güvenliği meselesi inanılmaz derece, bunların çok üstünde bir konu. Biz o konuyu orada bırakıp bu dezenformasyon ve kara propaganda üzerinden üretilen suni tartışma alanlarına gidersek, çünkü kimsenin gerçekle alakası yok burada. Onu kullanarak üretmek istediği bir propaganda anlayışı var.

Ha burada, bu propagandaya ben önemsemiyorum dedim ama bir konusuna özellikle altını çizmek istiyorum burada. O da yani kendisi önemli olduğu için değil, ona muhatap aktörleri... Burada özellikle savunma sanayinde bizim yerlileşmemizi ve millileşmemizi mümkün kılan emeği görmeyen ve buna saygısızlık eden de bir tartışma alanı ortaya çıktı. Bunu ben açıkçası şiddetle reddediyorum ve kınıyorum. Yani burada binlerce mühendisin, o kadar yıldır yani ben birinci elden tanığım, Milli İstihbarat Teşkilatından itibaren, ortaya koyduğu çok ciddi çalışmalar var. Aselsan'da, TAI'de, Roketsan'da, Havelsan'da, Baykar'da, BMC'de, adını sayamadığım o kadar çok firma var. Yani bunların hepsinin ortaya koyduğu, yıllardır bir mücadele var. Bakın, %20'den %80'e gelmiş bir yerlilik oranı var. Bu küçümsenecek bir şey değil.

HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 👇

Hakan Fidan-63

"ÜRÜNLERİN HEMEN HEMEN YÜZDE 60, 70'İNİ KULLANMAK DURUMUNDA KALDIK"

Biz bunu yaparken bir şey daha yaptık. Bizim ürünlerimizi niye insanlar alıyorlar? Yani biz Milli İstihbarat Teşkilatındayken bu ürünlerin hemen hemen %60'ını, %70'ini kullanmak durumunda kaldık. İHA'ları kullandık, SİHA'ları kullandık, mühimmatları kullandık, elektronik harp cihazlarını kullandık, piyade tüfeklerini kullandık. Silahlı Kuvvetlerimiz, bizimle beraber, girdiği harekâtta füzeleri kullandı, biz istihbaratı verdik. Müşterek harekâta girdik, kendimiz harekât yaptık. Suriye'de savaştık, Irak'ta savaştık, başka adını söyleyemeyeceğim bir ton ülkeye gittik, oralarda savaştık. Hâlâ daha operasyonların içerisindeyiz. Buradan aldığımız bütün verileri biz her zaman için kendi mühendislerimizle, firmalarımızla paylaşarak buraya geldik.

Yani ben bunun hem kullanıcısıyım hem ilerletilmesine katkıda bulunan, bir avuç yıllardır, yani son 20 yıldır, kesintisiz bu konularla uğraşıyoruz. Şimdi burada savunma sanayinin ben birinci elden tanığı olarak ne kadar fedakârlık varken, bazılarının buradaki yerlilik ve millilik çabalarını açıkçası eleştiriyor olmalarını şey yapıyorum.

Trump Erdogan-5

"TARİHİ BİR DÖNÜM NOKTASI OLDU"

Müslümanları temsilen 8 ülkenin, New York'ta ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldiğini ifade eden Fidan, liderlerin, görüşmede Trump'a "İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun durdurulması gerektiğini" belirttiğini anlattı.

Fidan, Trump'ın bu sorunu sahiplenmesinin önemli olduğunu belirterek, "Başkan Trump'ın Batı Şeria'nın ilhakına izin vermeyeceğini beyan etmesi aslında tarihi bir dönüm noktası oldu, Amerika, Filistin ve İsrail üçgenindeki ilişkiler açısından ve İslam dünyasına ve dünyanın geri kalanına Filistin meselesinde Amerika'nın verdiği mesaj açısından." dedi.

Bakan Fidan, Trump'ın Gazze'de ateşkes planına ilişkin şunları kaydetti:

"(Netanyahu’nun Trump’ın planını) Sabote etme ihtimali her zaman için var. Bu niyetin de ben orada olduğunu düşünüyorum. Bunun için Amerika'nın ciddiyetine ve kararlılığına açıkçası ihtiyacımız var. Yani aslında diplomatik ağırlık noktası bizim için Amerika'nın bu hatta tutulması. Onun için belli liderlerin, Cumhurbaşkanımızla beraber Trump'a bu noktada telkinde bulunmaları, onu bir hatta tutmaları gerçekten önemli, dünya barışı için, bölge barışı için."

Hamas'ın Trump'ın planına ilişkin bakışını değerlendiren Fidan, Hamas'ın ortaya koyduğu müzakere tekniğinin, cevap kağıdındaki yanıt şeklinin takdire şayan olduğunu, kategorik bir reddiye değil, uzlaşmayı arayan, arabulucunun emeğine saygı duyan ancak Filistin halkının kabul edemeyeceğini, mümkün olmayanları da açıkça dile getiren bir Hamas yaklaşımı gördüklerini söyledi.

Fidan, Filistin meselesinin uluslararası sahiplenilmesi, Filistin'in devlet olarak tanınması, farkındalığın yükselmesine bakıldığında, bu konuda hiç olmadığı kadar bir uluslararası sahiplenme ve bilinçliliğin bulunduğunu dile getirdi.

Erdoğan Trump Sondakika

Dünyada Filistin meselesinin etkilerine değinen Fidan, şu ifadeleri kullandı:

"Yani bütün bunların olma sebebi, aslında bu problemin devam ediyor olması ve bizlerin de bu problemi mümkün olan en büyük ciddiyetle ve olgunlukla, profesyonellikle uluslararası kamuoyuna ve ilgili aktörlerin gündemine organize bir şekilde getirebilmemiz. Yani bu gerçekten kesintisiz bir faaliyet istiyor, bu çaba istiyor, çalışma istiyor. Yani bu konuda Cumhurbaşkanımız gerçekten çok yoğun faaliyet içerisindeler. Yani bizim görünür diplomaside yaptığımız inanılmaz konular var. Bazen görünmeyen, Milli İstihbarat Teşkilatının var, İbrahim Bey'in (MİT Başkanı İbrahim Kalın) çok çalışmaları var. Yani herkes yoğun bir mesai içerisinde, yoğun bir koordinasyon içerisinde Türkiye'de bu konuda. Ama bunun bir kısmını, çoğunu da kamuoyuna yansıtmadan, geri planda devam ettiriyoruz. Hassas konular. İnşallah bunu daha da ileri taşırız."