Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi’nde konuştu.

MUSTAFA DEMİR İÇİN TAZİYE MESAJI

Buradaki konuşmasına, bugün vefat haberini büyük bir üzüntüyle öğrendiği eski Bayındırlık ve İskan Bakanı, 22, 23 ve 24. dönem Samsun Milletvekili, Samsun eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir'e Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demir'in ailesine, yakınlarına ve Samsun halkına başsağlığı temennilerini iletti.

A W511690 01

(Fotoğrafta: Mustafa Demir)

“TEBRİK EDİYORUM”

Sempozyum kapsamında yapılacak istişarelerin şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum. Organizasyonda emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum. Sabırla çalışan kardeşlerimize teşekkür ediyorum.



“KIYAMETE KADAR BU TOPRAKLARDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Anadolu toprakları nice devletlere ev sahipliği yapmıştır. İnançlar, kültürler iç içe geçmiş, insanlığın ortak hafızası Anadolu'da şekillenmiştir. Anadolu bir açık hava müzesidir. Şanlıurfa ilimizde bulunan Göbeklitepe'nin geçmişi Mısır piramitlerinden 7 bin 500 yıl öncesine uzanmaktadır. İçinde yaşadığımız coğrafyayı hakkıyla anlayamazsak geleceğimizi çizemeyiz. Milletçe biz bin yıldır buradayız, bu topraklarda yaşıyoruz, inşallah kıyamete kadar da burada olmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla milli kültürümüzün istikametini de burada aramak zorundayız.

"KÖKLÜ MİRASIN SAHİBİYİZ"

Cumhurbaşkanlığı duyurdu! Türkiye’ye geliyor…
Cumhurbaşkanlığı duyurdu! Türkiye’ye geliyor…
İçeriği Görüntüle

Arkeoloji alanında da çok köklü bir mirasın sahibiyiz. Bu hazineyi ortaya çıkarmak ve yeni nesillere en iyi şekilde bırakmak son derece önemlidir. Arkeoloji sahasındaki çalışmalarımız cumhuriyetin ilk döneminde atılan adımlarla ivme kazanmıştır. Bu alandaki bayrak yarışını şu anda biz yürütüyoruz. Sizlerle birlikte tüm gücümüzle gayret sarf ediyoruz.

2025 08 06 Arkeoloji 19

“TÜRKİYE DÜNYA ARKEOLOJİSİNDE İLK SIRADA YER ALIYOR”

Bugün yıllık 800'e yaklaşan saha çalışmamızla bu alandaki etkinliğimizi çok önemli bir seviyeye ulaştırdık. Arkeolojide bu destanı yazmanın ötesinde insanlık tarihine eşsiz katkılar yapıyoruz. Türkiye, gerek toprak yüzeyi gerek su altı keşiflerinde dünya arkeolojisinde ilk sırada yer alıyor. Mağara kazılardan klasik dönem kentlerine uzanan her çalışmayla Anadolu'nun kadim geçmişi ortaya konuyor. Ülkemizin dört bir yanındaki kazı başkanlıklarımızın sayısını 250'nin üzerine çıkardık.

“GECE DE BÜYÜLEYİCİ YOLCULUĞA ÇIKIYOR”

Geleceğe miras projemizin neticesini kısa sürede almaya başladık. Daha önce kazılar kısıtlı bir süre zarfında yapılıyordu, 90 günden oluşuyordu. Sağladığımız yeni imkanlarla kazı süresini 12 aya çıkardık. Hocalarımız kazı çalışmalarını çok yönlü olarak gerçekleştiriyor. Projemizin önemli bir sonucu daha oldu. Kazı çalışmaları 163 yıl önce Efes'te başlamıştı. Gece müzeciliği uygulamasıyla ziyaretçiler gece de büyüleyici yolculuğa çıkıyor.

AYASOFYA CAMİİ'Nİ KAPSAMLI RESTORASYON

Hat sanatından minyatür sergilerine farklı alanları kapsayan Kültür Yolu Festivallerimiz ve Yaşayan Miras Şölenlerimiz tüm hızıyla devam ediyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde ise Bir Anadolu Şenliği adı altında kültür ve sanat faaliyetleri icra ediyoruz. Şurayı da özellikle dikkatlerinizi çekiyorum. Kütüphanecilik başta olmak üzere diğer alanlarda da yeni rekorlar kırdık. Çok titiz bir restorasyon ve yeniden ihya çalışmasıyla 2023 yılında hizmete açtığımız Rami Kütüphanesi'ni 2,5 yılda tam 7 milyon kişi ziyaret etti. 86 yıllık aranın ardından asli kimliğine kavuşturduğumuz Ayasofya-i Kebir Camii'ni tarihinin en kapsamlı restorasyon sürecine aldık. Galata Kulesi'ni eski ihtişamlı günleriyle yeniden buluşturduk. Çökme noktasına gelen Kız Kulesi'ni inşallah daha yüzyıllarca ayakta kalabilecek şekilde aslına sadık kalarak elden geçirdik. İstanbul Arkeoloji ve Ankara Resim Heykel müzelerimizin bakım ve onarım çalışmalarını başarıyla nihayete erdirdik. Başkentimizin kangrene dönen CSO projesini CSO Ada olarak hayata geçirdik. Bu dönüşümün bir sonraki durağı Haydarpaşa ve Sirkeci olacak. Bakanlığımız, gar, kültür ve sanatın iç içe olduğu güzel bir projeye imza atıyor. Projenin tamamlanmasıyla dünyanın göz bebeği İstanbul'un Anadolu yakası da önemli bir kültür ve sanat alanına sahip olacak. Böylelikle hem Haydarpaşa'da hem Sirkeci'de raylı ulaşım hizmetleri sunarken kültür, sanat ve tarih de yeniden hayat bulacak.

"23 BİN TARİHİ ESERİN İADE EDİLMESİNİ SAĞLADIK"

Hem gönül coğrafyamızda hem de dünyanın diğer bölgelerinde kültür varlığımıza sahip çıkıp her birini ihya ederken, ülkemizden kaçırılan tarihi eserlerin Türkiye'ye iadesi için de yoğun bir mücadele içindeyiz. Yurt dışına çıkarılan bu eserleri uzun yıllar süren bilimsel çalışmaların yanı sıra hukuki ve diplomatik girişimlerimizle ait olduğu topraklara, Anadolu'ya getiriyoruz. 2002'den bugüne tam 13.291 tarihi eserin anavatana iade edilmesini sağladık. Bu eserlerin sonuncusu olan ve tam 65 yıl önce ülkemizden kaçırılan Marcus Aurelius bronz heykeli şu anda sizlerin ziyaretine açıktır. Türk arkeolojisinin öncü isimlerinden merhum Jale İnan hocamız bu kıymetli parçanın bulunması için kolları sıvayan ilk isimdi. Eseri bulmak tabii ki yeterli olmadı. Getirilmesi için çok daha çetin bir mücadele verildi. Uzmanlarımız heykelin bize ait olduğunu ispatlamak için kaidesini santim santim ölçtüler, silikon kalıplarını çıkardılar, aynı bölgedeki diğer eserlerden numuneler topladılar. Sonunda bu eseri yeniden ülkemize kazandırdılar. Bu vesileyle Profesör Jale İnan hocamızı şükranla anarken eserin iade sürecinde emeği geçen herkesi canıgönülden tebrik ediyorum.

“SEVR'İ YIRTIP ATARKEN AYNI ZAMANDA…”

Şunu da asla unutmamanızı sizlerden istirham ediyorum. Bakınız, milletimizi esaret altına almayı amaçlayan Sevr Antlaşması'nın 421. maddesi, antikalara dair halihazırda yürürlükte olan Osmanlı kanunlarının ilgası hükmünü içeriyordu. Yani tarihi ve kültürel mirasımız üzerindeki egemenliğimiz elimizden alınmak, medeniyet değerlerimiz ortadan kaldırılmak isteniyordu. Sevr'i yırtıp atarken aynı zamanda milletimizin kökleriyle bağını kesmeyi amaçlayan bu dayatmaları da boşa çıkardık. Dolayısıyla arkeoloji camiamızın her bir mensubu, milli varlığımıza sahip çıkarak tarihi bir misyonu ve mesuliyeti yerine getiriyor. Biz sizin emeklerinizin, özveriyle yürüttüğünüz çalışmaların ülkemiz için taşıdığı önemin farkındayız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daima yanınızda olacağımızı bilmenizi özellikle istiyorum. Gerek tarihi eserlerimiz, gerek kültür hazinemiz, gerekse mimari yadigarlarımızın korunması için fedakarca çalışan tüm hocalarımıza, tüm kardeşlerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bu düşüncelerle Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi'nin bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Gençlerimiz başta olmak üzere arkeolojiye ilgi duyan tüm vatandaşlarımı buradaki sergilerimizi ziyaret etmeye çağırıyorum. Bu programlarda emeği geçen başta değerli bakanım olmak üzere tüm mesai arkadaşlarına tekrar tebriklerimi iletiyorum.