Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün (17 TEMMUZ 2025 PERŞEMBE) Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamda İsrail'in Suriye ve Gazze'deki saldırılarına sert yanıt verdi.
“İSRAİL GÖZÜ DÖNMÜŞ BİR TERÖR DEVLETİDİR”
Erdoğan konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Değerli kardeşlerim; bu arada İsrail bölgemizi kana, kaosa, kargaşaya boğmak için elinden geleni yapıyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 58 bin Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yaralı kardeşlerimizin sayısı 138 bini aştı. İsrail Filistin’le birlikte Lübnan’a, Yemen’e, İran’a da saldırdı, oralarda da masumları katletti, sivil yerleşim yerlerini bombaladı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail Dürzileri bahane ederek haydutluk sahasını son iki gündür komşumuz Suriye’ye taşıdı. Şunu bir kez daha açık ve net söylemek isterim: İsrail hukuk tanımaz, kural tanımaz, ilkesiz, şımarık, şımartılmış ve gözü dönmüş bir terör devletidir.
“EĞER İSRAİL DURDURULMAZSA DÜNYAYI ATEŞE ATMAKTAN ÇEKİNMEYECEKTİR”
Gelinen aşamada bölgemizin en büyük sorunu İsrail’in saldırganlığıdır. Bütün bölgeye yaşatılan bu acı, bu vahşet, bu soykırım, bu saldırganlık hiçbir zaman unutulmayacak, vicdanlarda derin izler kalacak. Eğer canavar bir an evvel durdurulmazsa önce bölgemizi, sonra dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyecektir. Biz bunu görüyoruz, iki yıldır en yüksek perdeden bu gerçeği cesaretle dillendiriyoruz. Bununla kalmıyor, her türlü senaryoya karşı gerekli önlemleri alıyoruz. Şunu bir kere daha altını çizerek ifade etmek istiyorum: Komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğünün, millî birliğinin, üniter yapısının ve çok kültürlü kimliğinin korunması bizim temel politikamızdır.
“İSRAİL’İN İPİYLE KUYUYA İNENLER…”
Suriye’nin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü özellikle ramına, güneyiyle kuzeyi arasında koridor açma hayali kuranlar emellerine Allah’ın izniyle ulaşamayacaklardır. Suriyeli kardeşlerimizle birlikte biz buna izin vermeyeceğiz. İsrail’in ipiyle kuyuya inenler, çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır.
"SURİYE’DEKİ KÜRTLER DE BİZİM ÖZBEÖZ KARDEŞİMİZ"
Şunun da bilinmesini isterim: Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi, Suriye’deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır, evelallah onların da Siyonizmin sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Arap, Türkmen, Kürt, Hristiyan, Sünni, Nusayri, Dürzi demeden tüm kesimleriyle Suriye halkının sulh içinde yaşaması bizim en büyük arzumuzdur. Suriye’nin esenliğine giden yol da bundan geçmektedir. İstikrarlı bir Suriye, çevresindeki tüm ülkeler için de istikrar üretecektir. Tersi bir durumda Allah korusun bunun yükünü herkes taşıyacaktır. Buradan Suriye hükûmetine ve halkına en içten dayanışma mesajlarımızı iletiyorum.
ERDOĞAN'DAN ŞARA SÖZLERİ: AZİZ KARDEŞİM...
Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın basiretli, dirayetli, kuşatıcı ve güçlü liderliğiyle bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğine yürekten inanıyorum. Bugün Sayın Şara ile bir telefon görüşmemiz oldu. Sahadaki durumu ve özellikle akan kanın durması için neler yapılabileceğimizi ele aldık. İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas hâlindeler. Süveyda başta olmak üzere Suriye’deki tüm gelişmeleri anbean takip ediyoruz ve edeceğiz.
“BÖLGEMİZDE HUZUR VE İSTİKRAR İSTİYORUZ”
Dün ülkemizin de katkılarıyla sağlanan ateşkesin İsrail’in kışkırttığı silahlı militanların katliamlarıyla sabote edilmek istendiğini görüyoruz. İsrail ne Gazze’de ne Suriye’de barış, huzur, istikrar istemediğini bir kez daha gösteriyor. İsrail’in saldırıları ile ayrılıkçı milislerin katliamlarında alçakça şehit edilen Suriyeli kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de Suriye’nin yanında olmaya, Suriyeli kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Zulüm ve katliamla kendilerine güvenli bir gelecek arayanlar şunu hiçbir zaman unutmasın: Onlar yolcu, biz hancıyız. Biz bu topraklarda ev sahibiyiz. Bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz. Her karış toprağında ayak izimiz var, şehitlerimizin mübarek kanı var. Bin yıl boyunca buralara nice zalimler geldi, kendilerini dokunulmaz zannediyorlardı. Şimdi onların yerlerinde sadece yeller esiyor. Harim-i ismetimize kim göz diktiyse, hepsinin hevesi kursaklarında kaldı. Bugünün zalimleri, zulümlerinde küstahlaşmak yerine dünün zalimlerinin akıbetlerine baksınlar ve ibret alsınlar. Tekrar ediyorum, onurlu dış politikamızla, barış çabalarımızla, diplomatik temaslarımızla biz sulhu sükûnun safındayız. Kimseye husumet beslemiyoruz. Kimseye kem gözle bakmıyoruz. Düşmanca yaklaşmıyoruz. Kimsenin hakkına, hukukuna, egemenliğine el uzatmıyoruz. Biz sadece barış istiyoruz. Bölgemizde huzur ve istikrar istiyoruz. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yaptık, yapmayı da sürdüreceğiz. Dış politikada menfaatlerimizi gözettiğimiz kadar insanlığı, vicdanı, hakkı, komşuluk ve kardeşlik hukukunu da gözetmeye devam edeceğiz.