Evvela bismillah…
Ardından selam ile başlarım…
Allah nasip ederse ülketv.com.tr’de ilk yazımı kaleme alıyorum…
Bir çok konuda yazmaya gayret göstereceğim.
Şimdiden zülfü yare dokunursa affola…
Her gün 4 saat canlı yayın yapıyorum.
Her bültende mutlaka kabarık suç dosyası olan kişilerin başrolünü çektiği haberleri veriyorum. Haberlerin içeriği beni, mesleki deformasyon nedeniyle çok fazla etkilemese de ülkenin gidişatı bakımından kaygılanıyorum. Allah aşkına nasıl kaygılanmayalım. Daha yeni Kırıkkale’de 20 yaşındaki bir gencin tanımadığı kişiyi çakmak isteme bahanesiyle, boynundan bıçakladığı haberini belki görmüşsünüzdür. Olayı sadece bir asayiş haberi olarak görürsek on yıl sonra sokaklara, Güney Amerika ülkeleri gibi birimizde silahlarla çıkmak zorunda kalırız. Öncelikle sokakta çakmağım yok dedi diye birine saldırılabilir mi? Şiddetin hiçbir şekli, türü kabul edilemez. Ancak toplum içinde psikolojik rehabilitasyona ihtiyacı olan binlerce insanın olduğunu söylemeliyim. Sırf bu yüzden elindeki bıçağı karşısındakinin boynuna savuran yürekten bu memlekete zarardan başka hiçbir şey gelmez.
Belki aralarında bir tartışma yaşandı.
Belki önceden husumetleri vardı.
Belki küfürleşildi.
Belkileri arttırabilirsiniz ancak bu olayın asıl meselesi bu ‘belkilerde’ değil.
Sıkı durun…
Bunu yapan henüz 20 yaşındaki gencin daha önceden 34 suç kaydının olması.
Yani 35inci suçu işlemesi.
Bu gencin 15 yaşında suç işlemeye başladığını varsayarsak yılda yedi suç kaydıyla karşımıza çıkıyor…
Bu nasıl iş beyler.
Hani bu ve buna benzer olaylar yılda birkaç kez karşılaştığımız münferit olaylardan olur hadi anlarım ama artık her hafta bu ve buna benzer haberleri ekranlara vermekten ben usandım…
Bu çocukların nasıl bu kadar suça bulaşabildiklerini başka bir gün konuşalım.
Ancak buradan kanun koyuculara, meclise bir kez daha seslenelim; gelin memlekete yazık etmeyin.
Ana babaların nice zorluklarla büyüttükleri evlatlarını sokaklardaki bu suç makinelerine kurban etmeyin.
Biliyorum meclise bununla ilgili bir düzenleme getireceksiniz, o düzenlemeye bu suç makinesine dönmüş çocukların ailelerini de ekleyin.
Çocuğuna sahip çıkamayan ana babaların sorumluluklarını kendilerine hatırlatın.
Ki dünyada bunun örnekleri de var.
Bunu yasal bir çerçeveye oturttun.
Adliye koridorlarında evladını kaybeden ananın gözyaşını görmektense, evladına sahip çıkmadıkları için ceza alan ebeveynleri görmeyi yeğlerim.
18 yaş altında suç kaydı arşivi olan çocukların önce kendi ailesi tarafından cezalandırılması ya da rehabilite edilmesi lazım!
Yoksa biz maalesef daha çok böyle haberlere şahit oluruz.
Eğer ki kıymetli adalet dağıtıcılarımız, bu “cezasızlık cesaretini” kendinde bulanlara Devleti, yasayı, hukuku tanıtmazsa işimiz var demektir.
Yasa mı yetersiz…
Yasa çıkar…
Cezaevi mi yetersiz…
Cezaevi yap…
Yoksa senin devlet olarak sağlaman gereken adaleti, millet kendi sağlamaya çalışırsa vay o zaman bu memleketin haline.
Selametle…