İstanbul’da doğdunuz ve 80 yaşındanız…
80 yıllık ömrünüzün en az 3 yılı, trafikte harcanmış demektir.
Tespit, bilimsel bir araştırmadan...
Yani İstanbullu sadece trafikte bekleyerek ömründen 3 sene veriyor.
Bu durum artık istatistikten öte İstanbullunun kaderi haline geldi.
Kentte artık her şey trafiğe göre ayarlanıyor.
Trafik o kadar çok yormuş ki, insanlar barut fıçısı gibi!
Herkes stresli, herkes yorgun…
Sabah işe, akşam eve…
Saatler, dakikalar ömürden gidiyor.
Bazısında yarım saat, bazısında 2 saat.
Bu çile, herkesin cebinden, zamanından, sabrından ve ömründen çalıyor.
Sadece işe ile ev arası bir hayat…
Dünyanın en sosyal kentinde, en asosyal insanlar yaşıyor.
Çünkü kimse bir yere gidemiyor!

Bütün bunlarla birlikte trafik, bir de kent ekonomisini kemiriyor…! (Yollardaki tıkanıklığının İstanbul ekonomisine zararı: yıllık 7-8 milyar dolar civarda)

***
Peki bu keşmekeşin sebebi ne?

Her yıl araç sayısı artıyor! (Yıllık ortalama 500 bin yeni araç trafiğe katılıyor)
Hem idari hem de alt yapı yetersizliğinden yeni yollar yapılmıyor!
Toplu taşıma kullanma bilinci zayıf! (Yüzde 25 civarı)
Toplu taşımadaki büyük arızalar ve bu araçlara olan güvensizlik!
Plansız büyüme…!
Yanlış kavşaklar…!
Sürücülerin bitmeyen şerit ihlalleri…!

***

Bu kördüğüm nasıl çözülecek?

İlk aklımıza geleleri hemen sıralayalım;
Toplu taşıma güçlendirilecek!
İnsanlar toplu taşımaya yönlendirilecek! (Bireysel araç kullanımı azaltılacak)
Akıllı trafik sistemleri yaygınlaştırılacak!
Yollar genişletilecek! (Tabi altyapı müsaitliği varsa)
Tekerlekli araçlara alternatif güzergahlar yapılacak…!
Metrobüs yeraltına indirilip metro ağına entegre edilecek!
Her yıl yüz binlerce aracın katıldığı İstanbul trafiğinde tek-çift plaka sistemine geçilecek!
Tarihi meydan ve alanlara araç girişlerine kapatılacak!
Ve en önemlisi yeraltı otoparklarının sayısı hızı bir şekilde artırılacak!
Bu çözüm önerilerini emin olun 10 İstanbulludan 9’u sıralar.
Herkes sorunun da farkında, çözümü de aslında biliyor.

Sanırım yukardaki maddelerin en tepesine sağlam bir yerel yönetim koyarsak bu sorunların çoğu çözülmüş olur.

Bu kördüğüm de keşmekeş de İstanbullunun kâbusu da sona erer!