AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısına ilişkin parti Genel Merkezi önünde açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtlıyor.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklaması şu şekilde;

Birinci maddemiz Gazze gündemidir. Eğitim öğretim yılının açılmasıyla birlikte orada bombalanan, ölen çocuklara dikkat çekmek için Gazzeli çocukların insanlık trajedisine dikkat çekmek için gençlik kollarımız bir etkinlik gerçekleştirdi.

Gelinen nokta soykırım şebekesinin, başından beri söylüyoruz, 'İsrail'in kendini savunma hakkı' diye konuşuyoruz, onları çok zor duruma düşürecek diye. Bu saldırganlık Suriye, Lübnan, İran, Yemen'e yayıldığı gibi son olarak dost, kardeş ülke Katar'a saldırı gerçekleşmiştir.

İsrail soykırım şebekesi Hamas'ın barıştan yana olmadığını söylüyordu. Ne zaman Hamas müzakere için dünyadan çağrı yapılsa buna olumlu yanıt verdi. Soykırım şebekesi Hamas'ın bundan uzak durduğunu söyledi.

TEK ÇÖZÜM NETANYAHU'NUN YARGILANMASI

Hamas müzakere heyeti bu şartları konuşmak üzere bir toplantı kararı almıştı. Barış, müzakere için yapılan bu toplantı Katar'da hedef aldı. Soykırım şebekesinin hiçbir kural tanımadığını, sinsi yaklaşımlar içerisinde olduğunu göstermiştir.

İsrail'in saldırganlığı, barbaca terör eylemi, barış isteyen ateşkes isteyen bütün ülkelere saldırı. Netanyahu şebekesi durdurulmadan, hukuk önünde yargılanmadan diğer konuların konuşulamayacağı net bir şekilde görülmüştür. Tek çözüm bu şebekenin yargılanması olduğu görülmüştür.

"ODAK KAYBINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Ömer Çelik şu ifadeleri kullandı;

"Meclis'te komisyon çalışıyor. Cumhur İttifakı olarak iradeyi canlı tutuyoruz. Hedeflerine ulaşması için gereken çalışmaları yapıyoruz.

Bunun hem iç siyasetin dili açısından hem de dışarıdaki yaklaşım açısından, yanlış noktalara sürüklenmeye çalışılması gibi gündemleri bütünüyle takip ediyoruz.

Gündem, PKK'nın tüm uzantılarıyla fesih ve silah bırakmasıdır. Bunun dışındaki taleplerin, başka ajandaların, gündemlerin, burayı enfekte etmesine müsade etmemek lazım. Odak bellidir, gündem bellidir."

Tutuklanan Antalya Eski Emniyet Müdürü İlker Arslan'ın yerine gelen isim belli oldu
Tutuklanan Antalya Eski Emniyet Müdürü İlker Arslan'ın yerine gelen isim belli oldu
İçeriği Görüntüle

TÜRKİYE'YE YAPILAN TEHDİTLERE CEVAP

Türkiye'ye şurası saldıracak burası saldıracak gibi gündemleri dikkate almamak lazım. Türkiye kudretli bir ülkedir. Şu gazeteci bu gazeteci bir şey söylemiş; bunları değerlendirmek bile zaman kaybı. Bu kişilere gerektiğinden fazla alan almak gibi sonuç doğuruyor.

Türkiye Cumhuriyeti hiç kimsenin düşmanı değil. Terörle mücadelesini bütün dünya biliyor. Bazı ülkelerden gelen tehditlerin bizim yararımızda hiçbir hükmü yoktur. Bu şer şebekelerinden bizi övmesi halinde bizim için alaydır. Anca bizi överlerse 'ne hata yaptık' diye alarm durumuna geçeriz. Şurası hedef gösterildi gibi konuları konuşmak yerine, soykırım şebekelerinin attığı adımları konuşmak daha doğru olacaktır.

TARİH BOYUNCA ÜLKEMİZ BİR ÇOK KERE TEHDİT EDİLDİ

Tarih boyunca ülkemiz bir çok kere tehdit edildi. Bu tehditlere verilen en güzel cevaplardan biri de Gazi Mustafa kemal Atatürk'ün 'Geldikleri gibi giderler' sözüdür. Bir diğeri ise Cumhurbaşkanımızın 'Bir gece ansız gelebiliriz' sözdür. Türkiye kudretli cevap verebilecek güçtedir.

"SUÇLAYAN DA SUÇLANAN DA CHP'Lİ! BİZ BUNUN HİÇBİR TARAFINDA YOKUZ"

Şimdiye kadar yaptığımız çağrılara rağmen, hatta sağduyulu bazı CHP'lilerin çağrısına rağmen Özgür Özel bu meseleyle yüzleşmekten geri duruyor. Meseleyi de kendileri ile AK Parti arasında bir süreçmiş gibi davranıyorlar. Sayın Özel diyor ki, AK Parti bizi karıştırmaya çalışıyor. Suçlayan da suçlanan da CHP'li. Biz bunun hiçbir tarafında yokuz.

Bir takım skandallarla bir takım usulsüzlüklerle hareket ettiklerini söylediler. Bu iddialarla ilgili olarak CHP'de belediye başkanlığı yapmış kişiler suç duyurusunda bulundular. Bu mesele CHP içindeki tartışmalarla ortaya çıktı. Bu iddiaları biz CHP'lilerden duyduk. Bunlar ortaya çıktıktan sonra CHP'liler gidip yargıya başvurdu ve bu süreçleri inceledi. Yargıya zemin teşkil eden konular CHP'lilerin suç duyurusu ile ortaya çıkan konular. Burada hiçbir AK Partilinin şikayeti yok.

"SİZİN YÖNETİCİLERİNİZ ÇÜRÜME VAR DİYOR"

Sizin il başkanlarınız, yöneticileriniz diyor ki çürüme var, yolsuzluk var diyor. Bunu önünüze alıp tartışacaksınız.

CHP'li arkadaşlarınız tarafından dile getirilenlerle ilgili ne diyorsunuz, bir şey söyleyin. Bunun hiçbir tarafında biz yokuz. Meseleyi doğru yere koyalım. En büyük haksızlık milletimize yapılıyor: CHP siyaset kurumunun kendi arkadaşları tarafından dile getirilen kirlilikle mücadele edeceğine vatandaşı sokağa çağırıyor. Bir grup usulsüzlük yapmışsa bu sivil siyasetin güvenliğini tehlikeye atan bir durumdur.

"BECERİKSİZLİĞİNİZİ HALKI SOKAĞA ÇAĞIRARAK ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ"

Siyasetin güvenliği memlekette en başta gelen konulardan biridir. Partilerin içinin yozlaştırılarak tehdit edilmesine müsaade etmemeliyiz. CHP'ye oy veren vatandaşlarımıza da haksızlık yapılıyor. Kendi meselenizi halletmemişsiniz, beceriksizliğinizi vatandaşı sokağa çağırarak örtbas etmeye çalışıyorsunuz.



SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR

Çocuk yaşta suç işleyenlerle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımız da çeşitli açıklamalar yaptı. Yaşı küçük ama terör eylemi yapmış, polislerimizi şehit eden o katil gibi, Ahmet Minguzzi ve Ankara'daki kardeşimiz gibi çocukları katledenler.... Bunları bir suç makinesi gibi yetiştiren şebekenin çözülmesi gerekiyor.

Buna dönük olarak ne yapılması gerektiğine dair İçişleri Bakanımızın kapsamlı bir çalışması var. Bunların kullandığı bir takım sosyal medya hesaplarının bu çocukları birer çete mensubu olarak örgütlemek üzere kurulduğu tespit edildi.

Bu o kadar yaygın bir ağ ki; bununla ilgili olarak iki sosyal medya mecrası öne çıkıyor. Dolayısıyla İçişleri Bakanımız bu çalışmayı yakın zamanda partimizde de değerlendirmek üzere sunacak.

Adalet Bakanımız açıkladı; bununla ilgili olarak yasal düzenleme yapılması konusunda çalışmalarını yapıyorlar.

Burada bazı hukukçularımız da diyorlar ki; suça sürüklenmiş çocuk kavramını ortadan kaldırırsak bu da çocukların korunmasıyla ilgili bir takım evrensel hukukun kazanımlarına zarar verebilir. Onu da görmüyor değiliz; kıymetli buluyoruz.

Bu çocukların, çocuk olarak değerlendirilmesiyle ilgili kategoriler ne olacaktır, hiç pişmanlık göstermeyen açıklamalar yaparak ortaya koydukları eylemlerin değerlendirilmesi konusunda, bunların artık çocuk kategorisinde değerlendirilemeyeceği bir duruma gelinmiştir.