Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı zirvede önemli açıkŞunu asla unutmamanızı burada özellikle sizlerden rica ediyorum. Biz büyük davaların ve büyük ideallerin bir araya getirdiği kadrolarız. Biz uzun ince bu yolda yan yana yürüyen yol arkadaşlarıyız. Kızılelma'mız olan Türkiye Yüzyılı yolculuğumuz henüz yeni başlamadı. Büyük ve güçlü Türkiye mefkuremizi sizlerle hayata geçireceğiz.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE EN BÜYÜK ESERİMİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada Terörsüz Türkiye vurgusu yaptı, "Asra istikamet çizeceğimiz Türkiye yüzyılı hedeflerimize sizlerle birlikte ilerleyeceğiz. Türkiye'yi her alanda çok daha ileri noktalara, parmakla gösterilen seviyelere inşallah beraber getireceğiz.
Barışın, huzurun, refahın hüküm sürdüğü, bölgesine ve dünyaya yön veren bir Türkiye'yi sizlerle inşa edeceğiz. 86 milyonun bir arada barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşadığı müessir, müreffeh bir ülkeyi sizlerle birlikte yükselteceğiz.
Bizi köken, kimlik, meşrep ve mezhep üzerinden ayrıştırmaya çalışanlara inat, bir olmuş, birlik olmuş, kenetlenip tek millet olmuş, terörsüz Türkiye'yi yani en büyük eserimizi inşallah sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. İşte o zaman ülkemizin önünde yepyeni bir sayfa açılacak. O sayfaları hep birlikte yazacağımız destanlarla dolduracağız. O sayfaların her bir kenarını dostluk türküleriyle, kardeşlik şiirleriyle, İstiklal ve İstikbal ruhu ile süsleyeceğiz. Atalar yurdu, şehitler emaneti, gaziler diyarı bu aziz vatanı omuz omuza, gönül gönüle sizlerle birlikte ihya edeceğiz.
SEN TEK BAŞINA BİR TÜRKİYE'SİN
Erdoğan, "Ne diyor şair? "Yiğidim, Kendin ol, kendine bir bak. Yaşayan bir kutlu dava sende. Kalbinin burcunda nazlı bir bayrak. Kanına işlemiş sevda var sende. Duruşun, bakışın asaletinle, ahlakın, iraden, cesaretinle, vicdanın, şefkatin, merhametinle bizi millet yapan maya var sende. Tarihler yaz, seni tarih söylesin. Nice asırlara nakşolsun sesin. Sen ki tek başına bir Türkiye'sin. Dünyada sen varsın, dünya var sende.
Evet, tıpkı bu mısralarda olduğu gibi sen ki tek başına bir Türkiye'sin derken bunu sırf hamaset olsun diye söylemiyoruz. Çünkü medeniyetimizin ihtişamını ülkemizin gençleri temsil ediyor. Siz temsil ediyorsunuz. Milletimizin asaletini göğüslerinde bir şeref madalyası olarak bu ülkenin özgüven sahibi gençleri taşıyor. Gelecek tasavvurumuz bu salonda vücut bulan ruhta yeniden diriliyor. Osmangazi'nin rüyasını Fatih'le, Yavuz'la, Kanuni ile buluşturan, kalbinde ay yıldızlı al bayrağımızı dalgalandıran sizlersiniz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak başta bu salondaki genç kardeşlerim olmak üzere ülke ve millet sevdalısı tüm gençlerimizle gurur duyuyorum." dedi.
TÜRKİYE'NİN YENİ BİR NİŞANESİ OLARAK FİLYOS'TA YERİNİ ALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün sizlerle hasbihal etmeyi, ruberu konuşmayı arzu ediyorum. Biliyorsunuz önceki gün İstanbul'un fethinin 572. yıl dönümünü idrak ettik. Henüz 21 yaşındayken çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han'ı ve kahraman ordusunun şanlı mücadelesini şükranla yad ettik. Tüm ihtişamıyla o muzaffer iklimi milletimizle birlikte yeniden teneffüs ettik. Türkiye'yi enerjide farklı bir seviyeye taşıyacak Osmangazi yüzer üretim tesisini aynı şekilde buradan Filyos Zonguldak, oraya yolcu ettik. 300 metre uzunluğunda ve 56 metre genişliğinde olan bu dev platform güçlenen Türkiye'nin yeni bir nişanesi olarak Filyos'ta yerini aldı.
Bu ne demek biliyor musunuz? Gemileri karadan yürüten bir ecdadın torunları olarak bugün enerji ve savunma sanayi başta olmak üzere her alanda başarılarımıza yenilerini ekliyoruz. Eserlerimizle, projelerimizle, hizmetlerimizle kahraman ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz. Bakınız Fatih Sultan Mehmet Han bize sahip çıkmamız için sadece İstanbul'u bırakmadı. Aynı zamanda fetih ruhunu da emanet etti. Ayrım yapmadan mazluma kucak açmayı, zalime karşı dimdik durmayı biz ecdadımızdan öğrendik. Zorluklar ne kadar çetin olursa olsun, yılmamayı biz ecdadımızdan öğrendik. İnancın, imanın ve adanmışlığının önünde hiçbir engelin duramayacağını biz ecdadımızdan öğrendik. Kimsenin kınamasına aldırmadan, zalimler ve zorbalar karşısında hakkı haykırmayı, adaletin kılıcı olmayı aynı şekilde biz ecdadımızdan öğrendik. Şunu da ifade etmek isterim. Biz sadece vesayetle, sadece yasaklarla ve baskıcı zihniyetle mücadele etmedik. Neredeyse yarım asra yaklaşan siyasi hayatımız boyunca aynı zamanda ön yargılarla, ideolojik at gözlükleriyle de mücadele ettik." dedi.
"CHP ZİHNİYETİ BU ÜLKENİN TARİHİNİ 100 YILLA SINIRLANDIRDI"
Erdoğan, CHP zihniyetinin milletimizin tarihini 100 yılla sınırlandırdığını, milletimiz yanlış politikalarla tarihsiz hale getirilmek istendiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bürokratik oligarşinin her türlüsüyle kıyasıya mücadele ederken bundan daha çetin kavgayı kültürel hegemonyaya karşı yürüttük. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, CHP zihniyeti milletimizin asırlara sarih mazisini sahiplenmek yerine reddi miras yaparak bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı. Geçmişe sırtımız dönmemiz beklendi. En parlak dönemlerimiz adeta yok sayıldı. Tek parti faşizminin baskın olduğu yıllarda bedelini halen ödediğimiz yanlış politikalarla milletimiz tarihsiz hale getirilmek istendi. İman kalemizin sarsılmaz duvarları olan değerlerimiz toplum hayatımızın dışına atılmak istendi.
"KURAN KURSLARININ KAPILARINA KİLİT VURULDUĞU GÜNLERE ŞAHİT OLDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elifbaların suç aleti sayıldığı utanç verici yıllar yaşadık. Gençler, elimize tahta parçasıyla elifbaların yazılıp verildiğini bilir misiniz? Kur'an kurslarının kapısına kilit vurulduğu günlere şahit olduk. Minarelerimiz 18 sene boyunca binlerce yılın yabancısı bir sese mahkum ve mecbur bırakıldı. Bizi ruh kökümüzden koparmak amacıyla her yolu denediler. Maalesef bu politikalarında belli ölçüde muvaffak da oldular. Tek parti zihniyetini temsil eden çevrelerin halen Selçuklu'ya, Osmanlı'ya ve binlerce yıllık Türk tarihine husumetle yaklaştığını görüyoruz. Biz Sultan Alparslan deyince, Osmangazi, Fatih deyince, Yavuz, Kanuni, Sultan Abdülhamid Han deyince birileri hemen rahatsız oluyor. Hatırlayın bu malum çevreler Türk milletinin hamuru Müslümanlarla yoğrulmuştur, İslamsız Türk yaşayamaz dediğimiz için şahsımızı günlerce hedef aldılar. Tarihimize, köklerimize, kurucu değerlerimize sahip çıktığımız için bizi insafsızca eleştirdiler. Oysa biraz tarihe baksalar veya tarih okusalar Türkiye Cumhuriyeti'nin altı asırlık imparatorluk çınarının taze bir şıvgını olduğunu anlayacaklar.
Halbuki ideolojik ezberlerle konuşmak yerine biraz tarih kitabı karıştırsalar şu hakikatleri çok net biçimde görecekler. Asırlar boyunca adalet dendiğinde akla biz geldik. Yüzyıllar boyunca asalet dendiğinde zihinlerde biz canlandık. İyiliği, güzelliği, vicdan ve merhameti yeryüzüne Allah'ın izniyle biz yaydık. Çok geniş bir coğrafyayı ilmimizle, ahlakımızla, kültürümüzle, mimari eserlerimizle biz yoğurduk. Biz şenlendirdik. Biz mamur ettik. Rahmetli Mehmet Akif'in dediği gibi "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz? Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz?" Biz işte buyuz." şeklinde konuştu.